19 Aralık 2018 tarihli 30630 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun ile 01.01.2019 tarihinden itibaren ticari uyuşmazlıkların çözümünde arabuluculuk kurumu rol almaya başlayacaktır.
7155 sayılı Torba Yasa, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda değişiklikler getirmiş; böylece 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan, alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiştir. Diğer deyişle, arabulucuya başvurmaksızın, ticaret mahkemelerinde dava açılması halinde mahkeme, dava şartı yokluğu nedeniyle davayı reddedecektir.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması halinde davacı son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Aksi halde mahkeme davacıya, son tutanağın 1 haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, sunulmadığı takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilecektir.
Arabuluculuğun dava şartı olmasına ilişkin hükümler, kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmayacaktır. Ayrıca özel kanunlarda tahkim veya başka alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hallerde de dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmayacaktır.